Dr. Öğr. Üyesi Serdar Körük: “Ergenin Sağlıklı Bir Kişilik Gelişimi için Ebeveynleriyle Çatışması Normal” – SAĞLIK
Ergenlik, ebeveynleri en çok endişelendiren konulardan biri… Yönetilmesi zor… Uzmanlar ebeveynlere “endişelenmeyin” diyor, “Ebeveyn-ergen çatışmasının varlığı değil yokluğu, bu durumun en önemli nedenidir.” sağlığının bozulduğunu belirtiyor: “Ergenin sağlıklı kişilik gelişimi sağlayabilmesi için anne ve babasıyla çatışmalar yaşaması gerekir ancak ebeveynlerin bu çatışmaları yapıcı bir şekilde yönetmesi ve çözmesi önemlidir” diyor. Peki bunu nasıl yapabiliriz? Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Serdar Körük, ailelere ergenlik ve ergenlerle etkili iletişim konusunda tüyolar verdi. Somut düşünceden soyut düşünceye geçerlerErgenlik döneminde kısa sürede yoğun fizyolojik, bilişsel ve duygusal değişimlerin meydana geldiğini hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Serdar Körük, ergenliğin başlamasıyla birlikte ergenin zihinsel işlemleri yapabilme becerisinin somut aşamadan soyut aşamaya geçtiğini kaydetti. Körük, şöyle konuştu: “Çocuklar daha somut şeyler düşünebiliyor, hipotezler üretebiliyorlar. Burada gözlemlenebilirlik ve ölçülebilirlik önemlidir. Ergenler ise düşünme üzerine derinlemesine düşünebilir ve daha da önemlisi soyut hipotezler üretebilirler. “Felsefeyi, soyut sanat akımlarını, soyut matematiksel kavramları vb. anlamaya başlayabilirler” dedi. Sürekli arayış içinde kalmayın!Ergenliğin duygusal gelişim bağlamındaki en önemli gelişimsel görevinin kimlik edinimi olduğunu vurgulayan Serdar Körük, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ünlü gelişim teorisyenlerinden Erik Erikson bu görevi kimlik bunalımı vb. olarak tanımlamaktadır. Buna kimlik edinimi adını verdi. Kimlik kazanımı ile ifade edilen, ergenin kendi ilişkisel kimliğini, cinsel kimliğini, ideolojik kimliğini, değerlerini, sosyal kimliğini ve mesleki kimliğini düşünüp araştırabilmesi ve son olarak sentez yapıp kendi yapısını ortaya çıkarabilmesidir. Ergenleri bu konuda seviyelerine göre sınıflandırabiliriz. Bir genç şunu sorar: “Nasıl bir hayat yaşamak istiyorum ve nasıl bir insan olmak istiyorum?” Bu yönde sorular sorulur ve araştırmalar yapılırsa bu başarı olarak görülür. Ancak sadece araştırma yapmak yeterli değildir; süreç sonunda bir sentez yapılması gerekiyor, aksi halde sürekli araştırma-erteleme dediğimiz bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Milletvekili Öğretmen Serdar Körük ise tüm bunların 12-18 yaş arası bir birey için zorlu olduğunu vurgulayarak, aileleri kaygı ve depresif belirtilerin yanı sıra sık intihar girişimlerine karşı uyardı. Koşulsuz sevginizi hissettirin “Ebeveyn-ergen çatışması doğal olarak görmeyi beklediğimiz bir şey” diyen Dr. Öğr. Üyesi Körük şöyle devam ediyor: “Bunun varlığı değil yokluğu sağlıksız olduğunu gösterir. Ergenin sağlıklı kişilik gelişimi sağlayabilmesi için anne ve babasıyla çatışmalar yaşaması gerekir ancak ebeveynlerin bu çatışmaları yapıcı bir şekilde yönetmesi ve çözmesi önemlidir. Aile bağlamında bakıldığında özerklik, kabul edilme ve sevgi ihtiyaçları bu dönemde ergen için büyük önem taşımaktadır. Ebeveynler ergenlik çağındaki çocuklarına belirli bir özerklik özgürlüğü sağlamalı, çocuklarının seçimlerine saygı duymalı ve onlara koşulsuz sevgilerini hissettirmelidir. Bir yandan aralarındaki bağlanma ilişkisinin zayıflamaya başladığını da kabul etmeleri gerekiyor. Ergenin sosyal yapıyla, arkadaşlarıyla ve diğer insanlarla bağ kurabilmesi için bu bağlanma ilişkisinin zayıflaması gerekmektedir. Özgürlük-özerklik kavramı yanlış anlaşılmamalıdır. Ebeveyn hâlâ ergenden hiyerarşik olarak üstündür ve onun yaşamının gidişatından sorumludur. Ergenin kendi hayatını ilgilendiren konularda ilgili kişi olarak algılanması, ona bir yetişkin gibi davranılması ve demokratik aile anlayışı içerisinde kendini ifade etmesine olanak sağlanmasıdır”. Takım çalışmasını severlerÖğretmen Üyesi Serdar Körük, bu dönemde ergenin akranları ve öğretmenleri ile olan ilişkilerinin anne ve babasıyla olan ilişkilerinden çok daha önemli olduğunu vurguladı. Ergenlerin kişilerarası uyum dönemi olarak adlandırılan bir dönemde olduklarını hatırlatan Körük, şunları kaydetti: “Ergenin ait olduğu grubun değerleri ve doğruları, hedefleri, motivasyonları, alışkanlıkları vb. ergen tarafından hızla içselleştirilir. Ergenler genellikle bireysel olarak vakit geçirmezler; birlikte ders çalışırlar, birlikte seyahat ederler, grup çalışmasını severler ve birlikte aktiviteler yaparlar. Temel motivasyon gruptan dışlanmama ihtiyacıdır. Dolayısıyla grubun iyi olması, sağlıklı alışkanlıklara sahip olması, akademik olarak motive olması ve sosyal yapıya uyumlu olması ergenin gelişimini olumlu etkilerken, grubun riskli ve antisosyal davranışları da ergeni kolaylıkla bu davranışlara yönlendirebilmektedir.” Öğretmeniyle özdeşleşmek isteyebilirSerdar Körük ergenlik döneminde soyut düşünmeyle birlikte başkalarının hayatlarına dair merakın da arttığını gözlemleyerek bu merakın öğretmenlere de yönelebileceğini vurguladı. Öğretmenin samimi ilişkiler kursa bile sınırlarını koruması ve özel hayatıyla ilgili çok fazla bilgi paylaşmamasına dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Öğretmen Üyesi Körük şunları söylüyor: “Öğretmenler ergenler için önemli özdeşleşme nesneleridir ve bu özellikle travmatik süreçlerden gelen ergenler için onarıcı bir işlev görebilir. “Özdeşleşme ergenler için önemli bir ihtiyaçtır ve eğer iyi özelliklerle özdeşleşirlerse kimlik edinme süreçlerine büyük destek sağlar” dedi. Kaynak: (guzelhaber.net) Güzel Haber Masası
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–