Güncel Haberler

Son dakika: Yargıtay’dan Anayasa Mahkemesi açıklaması: AYM söz konusu davada Anayasa koyucunun iradesini yok saydı

Son dakika: Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay Hatay hakkında insan hakları ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Kamuoyunda büyük yankı uyandıran suç duyurusunun ardından Yargıtay’dan Anayasa Mahkemesi’nin kararı geldi. Yargıtay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Anayasanın kendisini korumak amacıyla kurulan Anayasa Mahkemesi, görüşülen davada Kurucu Meclis’in iradesini yok sayarak Anayasa’nın 14. maddesinin uygulanması gereken maddesini bıraktı. 83. maddede yer alan başvuru nedeniyle olay somuttur, etkisizdir. Temel hak ve özgürlüklerin korunması yalnızca Anayasa ile sınırlıdır.” “Bu, Mahkemenin değil, tüm yargı organlarının sorumluluğundadır.” ifadeler kullanıldı.

Yargıtay açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kamuoyunun gündemini meşgul eden Şerafettin Can Atalay hakkındaki kararlarına ilişkin olarak kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına şu açıklama yapılması gerekiyordu.

Bilindiği üzere Anayasamızın 146, 154 ve 155. maddelerinde yüksek yargılar; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay şeklinde örgütlenmiş olup, birbirleri üzerinde herhangi bir üstünlük sırası bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesi kararları gibi, mahkemelerin nihai kararları da herkesi bağlar.

Yargıtay, 6 Mart 1868 tarihinde kurulmuş olup, 155 yıllık köklü bir geçmişe sahip olup, adli yargının en yüksek temyiz makamıdır. Üyelerinin tamamı deneyimli, kıdemli hakimler ve alanlarında uzman kişilerden oluşmaktadır.

Anayasa’nın 154/1 maddesine göre “Adalet mahkemeleri tarafından verilen ve kanunun başka bir yargı merciine bırakmadığı karar ve cezaların denetiminde nihai merci Yargıtay’dır.” Anayasa’nın 154’üncü ve Yargıtay Kanunu’nun 13’üncü maddesine göre Yargıtay, yargı yetkisi kapsamında, ülkede kanunların hakkaniyete uygun olarak uygulanmasını sağlamakla görevlidir. Hukukun objektif, somut ve öngörülebilir olması eşitliğin ve hukuki güvenliğin, her şeyden önce adil yargılanma hakkının garantisidir.

Anayasa’nın 148. maddesinde Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkileri tanımlanmış olup, 07.05.2010 tarih ve 5982 sayılı Anayasa değişikliği ile bu görevlere “bireysel başvuru” eklenmiş olup, 2012 yılından itibaren yürürlüktedir.

Bireysel başvuruların incelenmesinde Anayasa Mahkemesine başvurabilmek için “olağan yargı yollarının tüketilmesi” gerekmektedir. Ayrıca Anayasa’nın 148/5 hükmüne göre “bireysel başvurularda, yargısal başvuruda dikkate alınması gereken hususlara ilişkin soruşturma yapılamaz”. Düzenlemeyle bireysel başvurunun yetki sınırı çizildi.

Bu formda bireysel başvuru; Temel hak ve özgürlüklere yapılan hukuka aykırı müdahalelerin hukuki yollardan çözülememesi durumunda başvurulabilecek ikincil çözüm yoludur. Bu sıradan veya olağanüstü bir hukuki çözüm değildir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi, adli ve idari mahkemelerce verilen kararları bozan bir mahkeme olmadığı gibi, temyiz ve istinaf organı olarak davaları incelemeye yetkili bir makam da değildir.
AAA3
Öte yandan Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruları incelerken zaman zaman anayasal ve yasal sınırları aşarak, Yargıtay ve Yargı Konseyi’nin uzman kesimleri tarafından geliştirilen yerleşik içtihatları bozacak kararlar vermektedir. Devlet ve hukuk sistemini kaosa sürüklüyor, nihai hükmün etkisini etkisiz hale getiriyor.

Öte yandan kamuoyunun bir kesiminin gündemini meşgul eden davalar üzerinden uygulanan iletişim stratejisiyle mevcut anayasa düzeni bir kenara bırakılarak, Anayasa Mahkemesi’nin “yüksek temyiz mahkemesi” olduğu yönünde toplumsal bir algı yaratıldı. “.

Temel hak ve özgürlüklerin korunması sadece Anayasa Mahkemesinin değil, tüm yargı organlarının görevidir.

Türk adalet sisteminin gerçek anlamda mevcut yapısal sorunlarının çözümünde faydalı bir araç olacağı umulan bireysel başvuru hakkının kaybı, adalet sistemini zayıflatan sistemsel bir sorun haline gelmiştir.

Yukarıda özetlenen sorunlar, bireysel başvuru sisteminin yürürlüğe girmesinden bu yana Anayasa Mahkemesi üyelerinin katıldığı bilimsel toplantılarda defalarca dile getirilmiş olsa da, Yargıtay Başkanı tarafından açılış konuşmasında gündeme getirilmiştir. adli yılın ve yıl sonundaki basın değerlendirme toplantılarında ve Danıştay’ın yıl dönümü toplantısı vesilesiyle Danıştay Başkanı tarafından, Anayasa Mahkemesi kararlarında anayasal sorunlar ve benzeri hususlar Yasal gücün aşılması olarak değerlendirilen uygulamalar artarak devam etti.

Anayasanın kendisini korumak amacıyla kurulan Anayasa Mahkemesi, tartışılan davada anayasanın iradesini göz ardı etmiş ve Anayasa’nın 83. maddesinin ertelenmesi nedeniyle somut davaya uygulanması gereken Anayasa’nın 14. maddesini etkisiz bırakmıştır. .

Anayasal düzene saygı göstermeyen bu bakış açısının etkisiyle, bir üst mahkeme olan Yargıtay ve Danıştay, Şerafettin Can Atalay davasında olduğu gibi bazı kararlarda ilk derece mahkemesi olarak sınıflandırılmaktadır. tartışmaya konu olan ve terör suçlarıyla ilgilenen ve salt yargısal bir görev yürüten Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, “88. Her ne kadar kamu gücünü kullanan makamların, tespit edilen ihlal temelinde sorunları giderme konusunda genel bir yükümlülüğü olsa da, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi içtihatlarına aykırı davranarak benzer ihlalleri önleme yükümlülüğünü yerine getirmemiş; aksine, başvurucunun anayasal haklarını kısıtlayıcı bir şekilde yorumlayarak ihlal etmiştir: Anayasanın Meclis’e verdiği yetkiyi kullanmak.” gibi sözlerle Anayasa’yı ihlal etmekle hedef gösterilmek gibi son derece ciddi ve kabul edilemez hukuki hatalar, bireysel infaz kararlarının vazgeçilmez dili haline geldi.

Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen uygulamasının hukuki sonuçları ne olursa olsun, Yargıtay ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin aldığı kararlara yönelik yüksek yargı kurumlarının itibarını zedeleyen ve eleştiri sınırlarını aşan haksız tepkiler ortaya çıkmaktadır. Yüksek mahkeme teşkil edenlerin, görev ve yargı yetkileri kapsamındaki durumları içler acısı.

Yargıtay, Anayasa’dan aldığı hukuki güvenliği, toplumsal huzuru ve hukukun öngörülebilirliğini sağlama yetkisiyle, bireysel başvurunun kendi bünyesinde uygulanmasından kaynaklanan sorunların giderilmesi için gerekli anayasa ve hukuk çalışmalarında gerekli desteği sağlamaya her zaman hazırdır. mevcut şeklini almak ve karşılaştırmalı hukukta kabul edilen standartlara göre geliştirmek.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur. 10/11/2023

Yargıtay Başkanlığı

Günün önemli manşetleri
ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN BURAYA TIKLAYIN
Parti lideri İYİ Akşener'in Anayasa Mahkemesi açıklaması: Kabul edilemezParti lideri İYİ Akşener’in Anayasa Mahkemesi açıklaması: Kabul edilemez
Erdoğan'dan Arabistan'a kritik ziyaret!Erdoğan’dan Arabistan’a kritik ziyaret!
Ay ve yıldızın dokunaklı buluşmasıAy ve yıldızın dokunaklı buluşması

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Antalya Haber Sunucu
meritking